Kolajen eksikliğinin cildine olan etkilerini merak edenler buraya!
Kolajen eksikliğinin cildimizdeki etkilerini anlattığımız bu yazıyı okumaya başlamadan önce bir saniye durup yüzündeki mimik hareketleri ve ifadelerine odaklan. Kaşların çatık mı yoksa kaşlarını kaldırıyor musun? Gülümsüyor ya da gözlerini kısıyor musun? İşte ciltteki kolajen, gülümsemen veya kaşlarını çatman için cildini yeterince esnek hale getirir ve yüzünü tekrar gevşettiğinde normal bir ifadeye dönmesini sağlar.
Kolajen Eksikliği Belirtileri
Kolajen, cildin kritik öneme sahip ve büyük bir kısmını oluşturan protein bileşenidir. Peki zamanla cildin doğal kolajenine ne olur? Cilt süper bir kolajen üreticisidir. Uzun kolajen lifleri ciltte yapısal bir iskele oluşturur. Kolajen bu özelliği ile ciltte bir trambolin görevi görür. Cilde canlılık ve sıkılık kazandırır. Güç, esneklik ile aynı zamanda daha ışıltılı görünmesini ve daha iyi nem tutmasını sağlar. Ciltte ifade ve mimik yapabilmeyi ve cildin tekrar eski haline dönebilmesini sağlar.
Cildimizin doğal kolajen fabrikasının üretimi hem miktar hem de kalite olarak 20’li yaşlarda devam eder. 20’li yaşların ortalarından sonlarına ve 30’lu yaşların başından sonra cilt, her yıl yaklaşık % 1 kolajen kaybeder. Kolajen üreten fibroblastlar tarafından kolajen üretimi azalır. Bu da elastikiyet, sıkılık ve esneklik kaybına yol açar.
Yani, 2025 yılında katılacağın bir davette cildinin kolajeninin % 4’ünü kaybetmiş olabilirsin. Bu nedenle 80 yaşına geldiğimizde cildimiz 20 yaşındayken ürettiğinden % 75 daha az kolajen üretecek. Tabii sadece doğal yaş almayla birlikte kolajenin azaldığını düşünürsek.
Ancak maalesef ciltte kolajen eksikliği, sadece doğal yaş alma süreciyle değil nasıl yaşadığımızla ve cildimizde kolajen eksikliği yaratan çevresel etkilere karşı cildimize nasıl baktığımızla da artmaktadır. UV ışınları, hava kirliliği, stres, sigara kullanımı, beslenme düzenimizde şeker ve şeker içeren yiyeceklerin tüketimi kolajen kaybını yılda % 1'in üzerine çıkararak cildin rezervlerini daha hızlı yok edebilir.
Bu faktörler sadece ciltte kolajen eksilmesine değil, cilt kolajeninin kalitesinin de azalmasına böylece esnek olan kolajen liflerinin sert hale gelmesine, böylece de kırışıklık oluşumuna sebep olur.
1.İNCE ÇİZGİ ve KIRIŞIKLIKLAR
Kolajen ve elastinin parçalanması, cildin sıkılığında ve elastikiyetinde azalmalara sebep olacağı için cilt üzerinde ince çizgiler ve derin kırışıklıklar şeklinde görünür olur. Özellikle kazayakları ve alın çizgilerinde mimik yapılmasa bile ince çizgiler ve kırışıklıklar daha belirgin hale gelmeye başlar.
Sabah kalktıktan sonra yüzünde olan yastık izi eğer daha yavaş eski haline dönüyorsa cildinde kolajen eksikliğinin belirtileri başlamış olabilir.
2.ELASTİKİYET KAYBI
Kolajen eksikliği ciltte elastikiyet kaybı ile birlikte sıkılık kaybına sebep olur. Yüz ovalinde sıkılık kaybı ile cilde dokunduğunda eskiye oranla esnekliğinin azalmasını gözlemliyorsan, cildinde kolajen odaklı bakımlara yer vermenin zamanı gelmiştir demek.
3.NEM VE DOLGUNLUK KAYBI
Kolajen üretiminin azalmasıyla, yağ ve kemik kaybı nedeniyle yaşlandıkça ciltte hacim kaybı meydana gelir. Cilt yaşlandıkça, kolajen kaybına bağlı olarak cildin orta tabakası incelir ve cildin elastikiyeti ile birlikte nemi tutma kabiliyeti azalır. Cildinde nemsizlik ve dolgunluk kaybı ile donuk ve mat bir görünüm varsa, bakım rutinine sadece nemlendirici değil cildin kolajen eksikliğine karşı etki gösterecek bakımlar eklemenin zamanı da gelmiş demektir.
Ciltte Kolajen Eksikliğine Karşı Ne Yapılmalı?
Cilt kolajenini hem içeriden hem de dışarıdan desteklemek için kolajeni arttıran protein ve C vitamini içeren yiyecekler ile beslenmeye dikkat etmek, ciltte kolajen eksikliğini azaltan UV ışınları ve hava kirliliğine karşı cildi korumak ve tabii ki 30’lu yaşlardan itibaren cilt bakım rutinimizde ciltte kolajeni arttırmaya yönelik içeriklerle bakım yapmak önemlidir.
Kolajen Krem Önerileri:
Öncelikle kolajen kremlerinde hangi içeriklerin yer alması gerektiğinden bahsetmek isteriz. Kolajen üretimini arttıran kremlerde, peptidler, polifenoller, flavonoidler ve vitaminler gibi antioksidanlar kullanmak cilt kolajeni için önemlidir. Star Antioksidan C Vitamini, hem vücut hem de cilt kolajen üretimi için olmazsa olmazlardandır.
Bir diğer önemli içerik ise Kolajen Peptitlerdir. Kolajen çok büyük protein yapısında olduğu için dışarıdan uygulanan kremlerle cilt kolajenini artırmaya yardımcı olan küçük amino asit zincir yapısında olan peptitlerden yardım alınır. Peptitler cilde nüfuz ederek fibroblastlara kolajen üretmek için sinyal götüren haberci moleküllerdir. Peptitler, bezelye, pirinç, acı bakla gibi bitkiler, hayvan dokuları, deniz organizmaları gibi doğal kaynaklardan elde edilebilir. Doğal proteinleri parçalayarak daha küçük parçalara ayırarak elde edilebilir. Peptidlerin, cilt ile biyolojik uyumları yüksektir.
Kolajen peptid içeren kremlerle yapılan bakımlarda biopeptidlerin, hücre alıcıları ile etkileşimi ile hücrelere gönderilen mesajlardan biri, "Daha fazla kolajen üret ya da daha fazla hyalüronik asit absorbe et"dir.
Kolaejen peptidler, daha sıkı, esnek ve daha dolgun bir cilt görünümüne yardımcı olur. Alın çizgilerini, kaz ayaklarını, oksidatif stres ve UV ışınlarına maruz kalmanın neden olduğu yaşlanma belirtilerini tersine çevirmeye yardımcı olur. Cildin daha genç görünmesine ve kalınlığını geri kazanmasına yardımcı olur. Daha sağlıklı ve sıkı görünen bir cilt için sana bir önerimiz de var: Cildin kolajenini hem içeriden hem de dışarıdan destekleyen bakımlara başlamak!